Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bir araya gelip ilk Adalet Nöbetini tuttuğumuz 27.11.2020 tarihinden itibaren, Türkiye’de meydana gelen insan hakları ihlallerine karşı ses çıkarmaya, eylemler düzenleyip bu ihlalleri sosyal medya aracılığıyla, Türk ve uluslararası kamuoyunda duyurmaya çalışmaktayız. İnsan hakları ihlallerini taraf ve kesim gözetmeksizin dile getirmeyi kendimize ilke edindik.  Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin önünde her hafta Cuma günleri tuttuğumuz Adalet Nöbetleri, hareketimizin imzası haline geldi. Bununla birlikte söz konusu hak ihlalleriyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından verilen kararların Türk hukuku baz alınarak değerlendirilmesinin ve bu değerlendirmelerin bir araya getirilerek yayımlanmasının da bu mücadelenin bir parçası olduğu kanaatindeyiz.

Bu raporun yazılmasındaki temel amaç, dijital delillerin ve özel olarak ByLock’un yargılamalarda delil olarak kullanılması olgusunu incelemektir. Bu noktada ilk olarak ByLock uygulamasına ilişkin teknik detayları inceleyeceğiz. Akabinde dijital delillerin Türk hukuk sisteminde karşılık geldiği yere ilişkin somut bir değerlendirmede bulunacağız. Ardından elde edilen bulgular ışığında ByLock uygulamasını kullanmanın suç delili olup olamayacağını inceleyerek bu aşamada ortaya çıkan hukuki problemlere dikkat çekeceğiz. En nihayetinde ise Birleşmiş Milletler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi uluslararası kuruluşların ByLock’u nasıl değerlendirdiğini aktardıktan sonra bu değerlendirmelere karşı eleştirilerimizi yönelteceğiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) insan hakları mücadelesindeki rolünün önemini biliyor, idrak ediyor ve Akgün kararını eleştirirken AİHM’in bu mücadelede daha etkin kararlar vermesini temenni ederek işbu raporu kaleme alıyoruz.

Akgün v. Türkiye Karari Bylock Raporunu indirmek için tıklayın