‘Koşulsuz Adalet Maratonu’: Cesedi günlerce sokakta bekletilen Taybet Ana için tohum ekildi
Beş gün önce Lahey’den başlayan ‘Umut İçin Pedal Çevir’ sloganıyla 850 kilometre sürecek ‘Koşulsuz Adalet Maratonu’, 2015 yılında Şırnak Cizre’de komşusundan dönerken güvenlik güçlerinin ateşiyle öldürülen ve cesedi günlerce sokakta bekletilen Taybet İnan için Bonn’da tohum ekildi.
Türkiye’deki hukuksuzluklara dikkat çekmek amacıyla “Umut İçin Pedal Çevir” sloganıyla 850 kilometre sürecek “Koşulsuz Adalet Maratonu” 23 Eylül tarihinde Lahey’den başladı. Koşulsuz Adalet Hareketi, maraton kapsamında tutuklu siyasileri, kadın cinayetlerini, devlet politikasıyla öldürülen çocukları, baskılar sonucunda cezaevinde olan ve yaşamını yitirmiş olan avukatları ve gözaltına ya da cezaevinde işkenceyle öldürülen kişiler anısına tohum dikerek onları andı.
Bugün maratonun 5. günü ve güzergahında bulunan 9. şehir olan Köln’de Taybet İnan adına tohum ekildi. Koşulsuz Adalet Hareketi adına Enes Kabadayı, “BugünTaybet Ana, Melek Apaydın, Selamet Yeşilmen, Meryem Süne, Cemile Çağırga ve devlet eliyle, bilinçli olarak bu katliamlarla karşı karşıya kalan bütün insanlarımızı anıyoruz. Umarım bu yaşananlar bir daha yaşanmaz ve bu ölüm politikası bir an önce son bulur” dedi.
YAKLAŞIK 1 YILDIR AİHM ÖNÜNDE NÖBETTELER
Koşulsuz Adalet Hareketi, yaklaşık 1 yıl önce başladıkları ‘adalet’ nöbetlerine, birçoğu hukukçular olmak üzere çeşitli meslek gruplarından birçok bireyin oluşturduğu gruplarla her Cuma günü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde devam ediyorlar. “Umut İçin Pedal Çevir” sloganıyla Uluslararası Ceza Mahkemesi önünde başlattıkları maratonda 15 farklı şehirden geçip 10 sembol isim nezdinde hak ihlallerine uğrayan bütün insanları bir kere daha hatırlatarak onlar adına tohum ektiler.
BONN ŞEHRİNDE TAYBET ANA İÇİN TOHUM
Hofgarten Bonn’da gerçekleştirilen eylemle birlikte tohum ekildi. Ardından yapılan basın açıklamasında ise Avukat Enes Kabadayı, “Taybet Ana komşularından dönerken kolluk kuvvetlerinin silahlarından çıkan 10 mermiyle öldürülmüştür. Bu durumu kaza ya da idarenin ‘teröristti’ sözleriyle açıklamak nerden bakarsak bakalım saçmalık. Elinde silah olmayan yaşlı bir kadının asker/polis tarafından kurşun yağmuruna tutulması devletin güttüğü bilinçli öldürme politikasının ürünüdür. Aynı aileden olan Yusuf İnan da Taybet Ana vurulduğunda ona yardım için dışarı çıkınca evinin avlusunda vuruldu ve 20 saat evinin bahçesinde ambulans bekleyerek kan kaybından yaşamını yitirdi. Mehmet İnan annesinin cenazesinin 7 gün sokak ortasında kaldığını ve annelerinin başında vahşi hayvanlar rahatsız etmesin diye nöbet tuttuklarını anlattı. Bu anlatılan şeyler bir evlat açısından ne kadar acı? Dünyanın en vahşi çatışma bölgelerinde bile insanlar naaşlarını gömsünler diye çatışmaya ara verilirken bu nasıl bir kindir ki yaşlı bir kadını kurşun yağmuruna tutup 10 kurşunla vurursun ve naaşını 7 gün boyunca sokak ortasında bekletip ailesinin almasına izin vermezsin” şeklinde konuştu.