Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta 44. Nöbetimizde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde Kuvvetler Ayrılığının unsurlarından Yargı Organı üzerinde durduk.
- Yargı organı Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi ve devamındaki OHAL sürecinde en çok gerileyen organlardan biridir. OHAL döneminde mevcut hâkim ve savcıların yaklaşık %30’unun KHK’lar ile ihraç edilmesi yargı organını ciddi bir şekilde geriye götürmüştür. Hâkimlerin mesleki güvencelerinin bir gecede bir kararnameyle yok edilmesi mesleklerine devam eden hâkimlerin bağımsızlık duygularını kaybetmelerine sebep olmuştur. İhraç yahut sürgün korkusuyla hâkimler sindirilmiştir. Üstelik ihraç edilen hâkim ve savcıların yerine alınan yeni hâkim ve savcılar da hızlandırılmış usullerle ve şeffaflıktan yoksun bir seçim süreci ile işe alınmışlardır. Yine aynı işe alım yöntemiyle bağlantılı olarak, yayınlanan çeşitli raporlara göre, 2019 sonu itibariyle Türkiye’de hâkim ve savcıların yaklaşık %45’inin 3 yıldan daha az bir tecrübesi olduğu anlaşılmaktadır. Yeterli eğitimi almadan hâkim, savcı olan bu kesim yüzünden adalet mekanizması ciddi yara almıştır. Hatta okuduğumuzda absürtlüğü dolayısıyla şok olduğumuz kararlarla bile karşılaşmaktayız.
- Yargı bağımsızlığını tehdit eden diğer bir unsur da 2017 Referandumu ile Anayasa’da yapılan değişikliklerdir. Örneğin, önceden Cumhurbaşkanı, üye sayısı 22 olan HSYK’nın 3 üyesini atayabiliyorken, değişiklikler sonrasında ismi HSK yapılmış, “yüksek” ibaresi atılmış, üye sayısı 13’e düşürülmüş ve Cumhurbaşkanına 4 üye atama yetkisi verilmiştir. Yani bütün kurulun üçte birini atama yetkisi salt Cumhurbaşkanına verilmiş, HSK bütünüyle siyasi otoritenin güdümüne sokulmuştur.
- Yargıdaki yaygın yolsuzluklar da endişe sebeplerinden biridir. Pek çoğumuzun sosyal medya ve muhalif medya haberlerine göre, FETÖ borsası ve bu yolsuzluklara bakanların isimlerinin karıştığı iddia edilmektedir. Ancak yargı organının soruşturma açarak bu iddiaları araştırmaya cesaret ve gücünün olmadığını görüyoruz.
- Yargının tarafsızlık ve bağımsızlığını sağlama adına Avrupa Komisyonu başta olmak üzere uluslararası kurum ve kuruluşların hiçbir tavsiyesi dikkate alınmamış, iyileştirme adına hiçbir çaba sarf edilmemiştir. Örneğin, hâkim ve savcıların yerinin keyfi değiştirilmesini önleyici anayasal güvenceler sağlanmamıştır. Güvence sağlamak bir kenara, sadece 2019 verilerine göre toplamda 4027 hâkim ve savcının görev yeri değiştirilmiştir. Yine Avrupa Komisyonunun 2020 Türkiye raporuna göre darbe girişiminden bu yana toplamda 4.399 hâkim ve savcı ihraç edilmiştir.
Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, yaptığımız eylemle Türkiye’de yargının geldiği bu rezalet pozisyonu kınıyor ve bir an önce gerekli iyileştirme çalışmalarının yapılmasını talep ediyoruz.