Koşulsuz Adalet Hareketi olarak 37. Nöbetimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde gerçekleştirdik. Bu hafta İklim Değişikliği ve Orman Yangınları üzerinde durduk.

  • Bugünlerde, küresel çapta oluşan orman yangınları ve sel felaketleri ile iklim krizi sorununa çözümler üretmenin geleceğimiz ve hatta bugünümüz için ne denli acil olduğunu en acı şekilde tecrübe ediyoruz.
  • Tüm dünyayı saran doğal afetlerde toplumların beklendiği gibi birlikte çalışarak nasıl üstesinden gelmeyi çalıştığını izledik. Fakat ne yazık ki bizim ülkemizde yıllardır atılan nefret tohumları ile bu olaylarda da ayrışmalar baş gösterdi. Siyasilerin daha yangınlar başlar başlamaz tüm dünyada devam eden diğer orman yangınlarını yok sayarak bu yangınları manipülasyon aracı yapması ve nefret söylemleri bu ayrışmayı perçinledi ve Türkiye’yi uçurumun kenarına sürükledi.
  • Türkiye yönetimindekiler bu krizi yönetememişlerdir ve binlerce cana mal olan kararlar vermişlerdir. Bu kısa zamanda art arda yapılan fahiş hataların nedenlerini ve ortaya çıkan soruların cevaplarını merak ediyoruz:
  • Türkiye’nin bir sıcak iklim ülkesi olduğu açıkken ve hemen hemen her sene ne yazık ki orman yangınları yaşanmaktayken neden yalnızca 3 adet yangın söndürme uçağımızın olduğunu merak ediyoruz.
  • Orman yangınlarının başladığı saatlerde 28 temmuz günü yeni bir yasa yürürlüğe girdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren bu kanun, kıyılar başta olma üzere orman alanlarındaki yapılaşma tasarrufunu Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisine bırakıyor. Hangi alanların kapsama gireceği ise doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek. Belediyelerin yetkisini azaltan bu yasa daha ormanların dumanı tüterken neden kabul edildi ve bu yasa ile ne amaçlanmaktaydı merak ediyoruz.
  • Apaçık bir şekilde yardıma ihtiyaç varken Yunanistan veya bilmediğimiz başka ülkelerin varsa yardım talepleri neden reddedildi?
  • İyi niyetle atılan milyonlarca tweetle yardım çağrısında bulunan insanlara dahi neden karalama kampanyası yapıldı? Bu süreçte devam eden kutuplaştırmanın ve bir kesimi şeytanlaştırmanın nedeni neydi?
  • Orman yangınları sırasında bir çok yerde yetkililere ulaşılamadı, ulaşıldığında da yalnızca yerleşim yerine sıçrarsa müdahale edileceği cevabı alındı. Canlıların hayatına kast edilmesinin nedeni neydi?
  • Gezi, kesilen zeytin ağaçları, Kazdağları’nda bir anda yok edilen yüz binlerce ağaç ve nicesiyle doğayı hiçe sayan bu anlayışla özdeşleşen dönemin güçlüleri, birçok şeyin yanında ağaçlara yapılan kötülüklerle de hatırlanacak.
  • Kaybedilen binlerce canın acısını yaşadığımız bu günlerde yitirdiğimiz ormanlarımıza yapılacak olan Toki projelerini duymak istemiyoruz. Uydurma terör örgütleriyle oyalanmak değil gerçek cevaplar arıyoruz. Gerçeklikten kopmuş bir “başkanın” acı dolu bölge halkına erzak fırlatmasını izlerken utanıyoruz. Türkiye’nin hak etmediği bu muameleden kurtulup demokrasi ve hukuk zeminine geleceği güne kadar çalışacağımıza söz veriyoruz…

Koşulsuz Adalet Hareketi olarak; tek adam rejimi ile ülkede ihmallerin farkına varıp. Hükümeti bilinçli şekilde hareket etmeye davet ediyoruz.

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment