Koşulsuz Adalet Hareketi olarak Gazeteciler ve Basın Bayramında 35. Nöbetimizi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde gerçekleştirdik.

  • Basın özgürlüğü, en temel şekilde haber, fikir ve düşünceleri, çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilmek özgürlüğü seklinde tanımlanabilir. Basın özgürlüğü bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir.
  • Türkiye’de hali hazırda bir basın kanunu olmasına rağmen bu kanun uygulanmayıp, günümüzde basın kuruluşları ve gazeteciler sık sık yayın yasağı ve sansür ile karşılaşılmaktadır. Gazeteciler mesleklerini icra ettikleri gerekçesi ile gözaltına alınma riski ile karşı karşıyadır.
  • Gazetecileri Koruma Komitesi’nin (CPJ) verilerine göre 1992 senesinden bu zamana kadar 25 gazeteci öldürüldü, yıllık ortalama 37 gazeteci tutuklandı. En fazla gazetecinin tutuklandığı sene 2016 senesi iken (86 gazeteci), en fazla gazeteci ölümü 1992 senesinde gerçekleşti (9 gazeteci).
  • Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2021 yılı basın özgürlüğü endeksinde Türkiye, 180 ülke arasında 153’üncü sırada yer aldı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), 1 Nisan 2020 ile 1 Nisan 2021 dönemini kapsayan “Basın Özgürlüğü Raporunu” yayımladı. Gazetecilere yönelik hak ihlallerinin, habere yönelik engellemelerin ve medya kuruluşlarına yönelik baskıların devam ettiğini hatırlatan TGS’ye Türkiye’de 43 gazeteci, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde. Son 1 yıl içinde 57 gazeteci toplam 144 gün gözaltında kaldı, 6 gazeteci gözaltındayken darp edildi. Aynı sürede 128 farklı davada 274 gazetecinin yargılandığını aktaran rapora göre, bu davalar sonucunda da gazetecilere toplam 226 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası verildi. TGS raporunda gazetecilere yönelik şiddete ilişkin şu sonuçlar öne çıktı:

“44 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı,

23 gazeteci sözlü olarak tehdit edildi,

57 gazeteci toplamda 144 gün gözaltında kaldı,

6 gazeteci gözaltında darp edildi.”

  • TGC’nin açıklamasına göre, “Medya kuruluşlarının yüzde 90’ı iktidarın denetimi altında, 12 bin gazeteci mesleğini icra ettiği için issiz bırakıldı, ayrıca bu gazetecilere yazdıkları ve düşünceleri nedeniyle haklarında binlerce davalar acildi ki bu durum AIHS 10. madde’de belirtilen “Ifade Özgürlüğü” ilkesine aykırıdır. 43 gazeteci ise bugün hali hazırda cezaevinde tutuklu yargılanmaktadır. Raporda aynı zamanda gazetecilik mesleğindeki işsizliğe de vurgu yapıldı. Raporda güvencesiz ve sigortasız çalışanların da dâhil edilmesiyle gazetecilik mesleğinde işsizlik oranının yüzde 35-40 seviyesine çıktığı ifade edildi. TGS raporuna göre son 1 yıl içerisinde 62 haber sitesine ve 1411 haber içeriğine erişimin engellenmesine karar verildi; RTÜK tarafından toplam 7 milyon 488 bin 851 TL idari para cezası ve 41 defa yayın durdurma cezası verildi; 322 basın kartı iptal edildi ve Basın İlan Kurumu (BİK) gazetelere toplam 212 gün ilân kesme cezası verdi.
  • Hükümetin muhalif gazetecilere yönelik baskı ve tehditleri her gecen gün artarak devam etmektedir. Türkiye’de yasayan muhalif gazeteciler gibi yurtdışında yasayan muhalif gazeteciler de gerek sosyal medya hesaplarında gerek farklı mecralarda tehditlere maruz kaldıklarını belirtmektedir. Bu saldırıların en sonuncusu 7 Temmuz 2021 tarihinde Almanya’da yasayan muhalif gazeteci Erk Acarer’e karşı gerçekleşti. Bir Gün yazarı gazeteci Erk Acarer, Almanya Berlin’de bıçaklı ve yumruklu saldırıya uğradığını açıkladı. Sosyal medya hesabından saldırıyı duyuran Acarer, ”Berlin’de evimin içinde bıçaklı ve yumruklu saldırıya uğradım” diye yazdı. Acarer, “Hayati bir riskim yok hastaneye gidiyoruz. Failleri biliyorum. Asla faşizme teslim olmayacağım. Kimse endişelenmesin bu günler geçecek!” dedi. Ayrıca ‘jitemkurt’ isimli bir instagram hesabi bir paylaşımında Can Dündar, Ahmet Nesin, Erk Acarer, Tarik Toros, Ferhat Tunç, Arzu Yıldız, Cevheri Güven ve Kemal Aktaş gibi yurtdışında yasayan 21 muhalif gazetecilerin isimlerini vererek bu kişileri tehdit etti. Son olarak 20 Temmuz 2021 tarihinde Kadıköy’de gerçekleşen Suruç (#Suruc6Yil) eylemlerini takip eden basın mensupları Emre Orman ve Yasin Akgül eylem esnasında polis şiddetine maruz kalmıştır.

Koşulsuz Adalet Hareketi olarak; basın özgürlüğü’nün tam manasıyla uygulanıp gazetecilerin bağımsız olarak mesleklerinin icrasına zemin hazırlanması gerektiğini savunuyor ve bunun için hükümeti gereklerini yapmaya davet ediyoruz.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment