Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta üzerinde durduğumuz konu, Yargı Bağımsızlığı ve Hakim-Savcıların İhracı ve Tutuklanmasıydı.

  • Yönetim sisteminin temel taşlarından birisi Kuvvetler Ayrılığıdır. Yani diğer bir deyişle Kuvvetler Ayrılığı devlet organının politik gücünü kullanan erklerinin; yasama, yürütme ve yargı seklinde birbirinden bağımsız ve birbirini denetleyecek gerektiğinde de frenleyecek şekilde örgütlenmesini ifade eder. Antik cağlarda ortaya çıkan ve günümüze kadar gelişerek gelen bu yönetim metodunun günümüzdeki hali siyaset bilimi düşünürü Baron de Montesquieu’ye atfedilmektedir.
  • Şüphesiz, aşırı güçlenen diğer erklere karşı en iyi fren mekanizması işlevini Yargı icra edecektir. Yargı, yasama ve yürütme organından bağımsız mahkemelerce görevlerin yerine getirilmesini ifade etmektedir. Yargıçların bağımsızlığı ise yasama ve yürütme organlarına bağlı olmadan Anayasaya ve hukuka uygun olarak, güven içerisinde cesaretle vicdani kanılarına göre hüküm vermelerini amaçlar. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı hâkimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı anlamına gelmektedir. Peki Türkiye’de görev yapan hâkim ve savcılar dolayısıyla yargı erki ne kadar bağımsızdır?

 

  • The World Justice Project (WJP) Rule of Law Index 2019 verilerine göre 126 ülke arasında Türkiye’nin sıralaması şöyledir:

-Hukukun Üstünlüğü 126/109

-Hükümetin Gücünün Sınırlanması 126/123

-Temel Haklar 126/122

-Şeffaflık 126/94

-Vatandaşın Adalete Erişebilirliği 126/96

-Hukuki ve İdari Düzenlemelerin Uygulanması 126/106

 

  • Bu verilere göre Türkiye; Rusya, İran ve Nijerya gibi ülkelerin gerisinde Pakistan ve Afganistan gibi ülkelerin hemen üzerindedir. Türkiye’nin önceki yıllara ait verileri pek iç açıcı olmasa da özellikle 2016 yılı sonrasındaki gerileme gözle görülebilir şekilde fark edilebilmektedir. Şüphesiz ki 15 Temmuz 2016 Türkiye Cumhuriyeti tarihi için de yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve demokrasi için de dönüm noktalarından birisidir. Darbe girişiminin hemen akabinde toplam sayıları yaklaşık 16.000 olan hâkim-savcılar arasından ikisi Anayasa Mahkemesi Üyesi 160’tan fazlası Yargıtay veya Danıştay Üyesi olan 3000 civarı hâkim/savcı henüz güneş dogmadan ve darbe girişimine katılan askerler dahi gözaltına alınmadan açığa alınmış ve akabinde aynı saatlere gözaltına alınmaya başlanarak tutuklanmıştır. Sonraki süreçte Anayasa’nın 139. Maddesinde düzenlenen ‘‘Hâkimlik ve Savcılık Teminatına’’ ve haklarında bir hüküm verilmedikçe meslekten çıkarılamayacaklarına dair açık hükme rağmen savunmalarına dahi başvurulmadan OHAL dönemi KHK’ları ile yaklaşık 5.000 hâkim savcı ihraç edilmiş ve yerine 8000 bin yeni hâkim savcı görevlendirilmesi yapılmıştır.4

 

  • ‘‘Anayasa Md.139: Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.’’

 

Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, Yargının bağımsız ve tarafsız olduğu, demokratik değerlerin içselleştirildiği, üstünlerin değil artık hukukun üstün olduğu bir Türkiye için duyarlı olan herkesi harekete geçmeye davet ediyoruz.

 

Bir cevap yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment