Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta, uzun tutukluluk ve buna bağlı olarak hapishanede çürütülen hayatlara değindik.
- “Herkes bana yaşatılan adaletsizliği hiç olmazsa bir yakınına anlatmalı. Ortada tutarlı bir kötülük var.” 1973 doğumlu Çomak, 1994’te 21 yaşında İstanbul Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğrencisiyken polis tarafından gözaltına alındı. “PKK adına orman yakma” ve “Bölücü faaliyette bulunma” suçlamalarıyla tutuklandı ve İstanbul’daki Bayrampaşa Cezaevi’ne konuldu. Davası altı yıl sürdü. Hakkındaki ilk karar, işkence altında alınan bir ifadeye dayanılarak verildi. 1994 yılında öğrenciyken tutuklanan ve 2000 yılında Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde idama mahkûm edilen Çomak’ın cezası müebbet hapse çevrildi. Çomak’a verilen ceza Yargıtay tarafından yine 2000 yılında onandı. Çomak iç hukuk yolları tükendiği için 2001’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. AİHM, 2006’da Çomak’ın adil yargılanmadığına hükmetti ve Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkûm ederek Çomak’ın yeniden yargılanmasına karar verdi. AİHM kararına rağmen ancak sekiz yıl aradan sonra İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi 16 Ocak 2014’te yeniden yargılanma talebini haklı buldu. Yeniden yargılama kararının ardından Çomak 11 Mart 2014, 5 Eylül 2014, 1 Temmuz 2015 ve 12 Nisan 2016’da mahkemeye çıktı, her seferinde tutuksuz yargılanma talebi reddedildi. Yerel mahkemede tutuksuz yargılanma talebi “kaçma şüphesi ve delilleri karartma tehlikesi” olduğu gerekçesiyle reddedilen Çomak, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Ancak AYM, Çomak’ın tutuksuz yargılanma talebi 28 Ekim 2015’te reddetti. AİHM kararının ardından yeniden yargılanmasına yıllar sonra 2013’te başlandı ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılması talepleri bu süreçte de kabul edilmedi. Galler PEN, 27 yıldır tutuklu şair İlhan Sami Çomak’a Uluslararası Onursal Üyeliği verdi.
- İlhan Sami Çomak yaklaşık 30 yıla yakın süren tutukluluk süreci Türkiye’deki ağır hukuk krizinin acı örneklerinden sadece bir tanesi. Avrupa Konseyi üyesi 47 ülke arasında yapılan incelemeye göre Türkiye, Rusya’dan sonra en fazla tutuklu bulunduran ülke olarak kayıtlara geçti. Ayrıca Türkiye, hapsedilme oranındaki yüzde 13 artışla da birinci sırada yer aldı.
- Türkiye’de özellikle siyasi davalarda on binlerce insan hakkındaki iddiaları dahi bilmeden tutuklu olarak cezaevinde iddianame beklemektedir. Avrupa genelinde ise son verilere göre ortalama tutukluluk süresi 8,5 ay, geçici tutukluluk süresi ise 3,5 ay olarak tespit edilmektedir.
- Avrupa’da 2020 Ocak itibarıyla cezaevlerinde bulunan tutuklu sayısı son 7 sene boyunca düzenli olarak düşüş gösterirken, tutuklu oranı en yüksek olan ülke Türkiye oldu.
- 100 bin kişiye oranla yapılan tutuklu sayısı incelemesinde Finlandiya (50), Hollanda (59) ve Norveç (59) gibi ülkelerde 50 civarında kişi tespit edilebilirken 2020 verilerine göre Türkiye’de her 100 bin kişiye oranla cezaevlerinde bulunan tutuklu sayısı 357 olarak kayıtlara geçti. Türkiye bu istatistikle, Avrupa’nın “cezaevlerinde en fazla tutuklu bulunan” ülkesi oldu.
- Bu kadar yüksel tutuklu oranına rağmen ise cezaevlerinde bulunan tutuklulara yapılan harcamalar ise tutukluluk koşullarına dair fikir vermeye yetiyor. Avrupa ülkeleri son verilere göre tutuklu başına günlük ortalama harcama 108 Euro 59 Cent olarak kaydedildi. İsveç (359 Euro), Norveç (344 Euro), Hollanda (250 Euro) gibi ülkeler tutuklu başına günlük 200-300 Euro harcama yaparken Türkiye de tutuklu başına günlük ortalama 21 Euro harcamayla listenin alt sıralarında yer alıyor.
Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, adil yargılanma talebi ile yaşanılan uzun tutukluluğa bağlı hak ihlallerinin olmamasını ve hapishanelerde ömürlerin son bulmamasını talep ediyoruz.