Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta, her türlü zorbalıkla insanlık onuru yok sayılan tüm emekçiler haftası 1 Mayıs İşçi Bayramı ve yaşanan hak ihlalleri üzerinde durduk.
- 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu öncülüğünde işçiler, günde 12 saat, haftada 6 gün iş takvimine karşı günlük 8 saatlik iş talebiyle iş bıraktılar; Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Bu gösteriler, 1 Mayısı takip eden günlerde de devam etti ancak o günkü Amerikan sermayesinin kanlı temsilcileri, 4 Mayıs’ta meşru demokratik talepte bulunarak gösteri yapan işçilere saldırarak kanlı Haymarket Olayı’na yol açtı.
- Melbourne’deki ilk emek mücadelesinden günümüze kadar 162 yıl geçmesine rağmen emeğe ve insana yönelik sömürü ve saldırının şiddet ve temel karakterinde bir değişim yaşanmamıştır. Emekçilerin sömürü ve zorbalık karşısında gösterdikleri direnişle zaman zaman nispi rahatlama sağlanmışsa da ardından gerçekleşen sermaye güdümlü iktidar saldırıları yüzünden büyük mücadelelerle elde edilen haklar tasfiye edilerek geri alınmıştır.
- Türkiye’de 1977 yılında İstanbul Taksim Meydanı’nda kutlanmak istenen 1 Mayıs’ta (Kanlı 1 Mayıs) toplanan 500 bin kişinin üzerine açılan ateş sonucunda 34 kişi yaşamını yitirmiş, onlarca kişi yaralanmıştır. 1980 darbesinden sonra 1 Mayıs gösterileri yasaklanmış ve 2010 yılına kadar bu yasaklamalar devam etmiştir. 2010 yılından sonra 1 Mayıs büyük bir coşkuyla kutlanırken Gezi Parkı Direnişinden sonra Taksim Meydanı kutlamalara yasaklandı.
- 2008 yılındaki polisin sert müdahalesine karşı KESK ve DİSK AİHM’e başvurmuş ve 2012 yılında AİHM, Türkiye’yi ifade ve toplantı özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle mahkûm etmişti. AİHM’in verdiği kararın gerekçesinde “ Taksim Meydanı, bu trajik olayın (Kanlı 1 Mayıs’ın) sembolü haline gelmiş ve başvuranlar, ölenlerin anılması amacıyla İşçi Bayramı kutlamalarını Taksim’de düzenlemekte ısrar etmelerini” haklı bulmuştur. Devletin terör şüphesi ile ilgili istihbarat raporlarını ve bu gösterinin toplumda infial oluşturma çabası olarak nitelendirdiği tüm iddialara karşı ise gerekli tedbirleri almayı devletin yükümlülüğü altında saymış ve söz konusu yasakların AİHS madde 11’in ruhuna uygun düşmediğine karar vermiştir. İlk defa bir meydan, Ulusal üstü bir mahkemenin objesi haline gelmiştir. Kanlı 1 Mayıs’ta hayatlarını kaybeden emekçileri anmak isteyen herkese izin verilmesi gerektiği kesin olarak hükme bağlamıştır. Fakat bu karara rağmen halen Taksimde kutlama yapılmasına izin verilmiyor. Taksime çıkan yollar kapatılıyor ve meydan bariyerlerle çevreleniyor.
- Bu yıl bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de Covid-19 pandemisinin ve bu sebeple oluşan ağır ekonomik krizin yol açtığı yüksek işsizlik ve ağır yoksulluk altında sembolik olarak kutlanacaktır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), “2020 Yılı İş Cinayetleri Raporu’na göre 2020 yılında en az 2 bin 427 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İşçi ölümlerinin en az %31’i Korona virüs sebebiyle gerçekleşti. Bu oran bize sadece İSİG tarafından gözlemlenebilen ve raporlanabilen kısmını gösteriyor. Aslında sayının daha fazla olduğuna şüphemiz yok. Kapitalizmin çarklarının dönmesi için fabrikalarda üretime devam ettirilmesi işçileri corona virus tehdidine maruz bırakıyor. Pandemi tedbirleri kapsamında mesai saatleri içerisinde bir kısıtlama uygulanmayıp mesai saatleri dışında sokağa çıkma yasakları gibi göstermelik tedbirler uygulayan Hükümet, yine aynı göstermelik tedbirleri bahane ederek 1 Mayıs’ta işçi ve emekçilerin gösteri ve yürüyüş hakkını sınırlandırmaya çalışıyor.
Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, sermayenin ve onun güdümündeki devlet erkinin korkulu rüyası olan İşçi ve Emekçi sınıfımızın 1 Mayısı kutluyor, yaşanan hak ihlallerini son bulmasını talep ediyoruz.