Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta üzerinde durduğumuz konu ifade özgürlüğü ve buna bağlı yaşanan hak ihlalleriydi.

  • Türkiye’de düşüncelerin hapsedilmesi, bireylerin en temel özgürlüklerinden  olan kanaatlerini  ifade etmesinden dolayı yargılanması  ve cezaya çarptırılması bugüne özgü bir şey değil.  Geçmişten bu güne her devirde bireyler birçok defa düşüncelerinden dolayı kısıtlandı, toplumdan soyutlandı, yargılandı ve hapse atıldı. Fakat hiç bir zaman bir yazı yazmak, bir toplum önünde özgürce konuşmak hatta bir başkasının ifadelerini aynen aktarmak bu kadar cesaret gerektirmemişti.
  • Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesiyle korunan İfade Özgürlüğü hakkında Türkiye’nin mahkûm olduğu onlarca karar olmasına rağmen bu kararların birçoğu uygulanmamaktadır. Dosya özelinde bazı kararlar uygulansa da yargı ifade özgürlüğü konusunda baskıcı tutumunu devam ettirmektedir. Halen aynı ihlaller Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurularına sıklıkla konu olmaktadır.
  • Ahmet Şık, 2011 yılında yazmış olduğu kitap daha yayınlanmadan, başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı ve bir yıldan fazla sure tutuklu kaldı. Daha sonra Aralık 2016’da attığı twitler sebebiyle tekrar tutuklandı  ve yine  bir seneden fazla sureyle tutuklu kaldı. 
  • Nazlı Ilıcak katilliği televizyon programı sebebiyle 2016 yılında tutuklandı ve 3 yıldan fazla sure tutuklu kaldı. Ahmet Altan 2016 yılında katıldığı televizyon programı nedeniyle tutuklandı, 3 yıldan fazla sure tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi, 8 gün sonra tekrar tutuklandı ve halen  cezaevinde. Çanakkale Üniversitesi eski rektörü Sedat Laçiner 2016 yılında tutuklandı. 4 yıldan uzun suredir cezaevinde olan Sedat Laçiner su anda Covid-19 sebebiyle hastanede tedavi görüyor. Saydıklarımız Türkiye’de düşünce  ifade etmemenin bedelinin ne kadar ağır olabileceğine dair sadece bir kaç örnek oluşturmaktadır.
  • Gezi eylemleri ve bu eylemlere katılan ya da internet veya sosyal medyada gezi eylemlerine dair fikrini beyan eden yüzlerce insan gözaltına alindi, haklarında davalar acildi. 2016 yılında yayınladıkları bildiri nedeniyle  500’den fazla akademisyen işinden çıkartıldı, 650’den fazla akademisyen hakkında dava açıldı. Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun vekilliği sosyal medyada retweetlediği haber nedeniyle  düşürüldü, kendisi ceza evine konuldu. Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasını eleştiren onlarca öğrenci gözaltına alındı. 23 kişi hakkında dava açıldı. Geçtiğimiz hafta aralarında kanser hastasının da bulunduğu 10 emekli amiral imzaladıkları bildiri sebebiyle gözaltına alındı. Bildiriyi imzalayan 104 amiralin lojman ve koruma hakkı iptal edildi. 

Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, devletin görevinin  her zaman ve herhalde bireylere  özgür düşünme ve kanaatlerini özgürce açıklama ortamını sağlamak olduğunu hatırlatıyor, Türkiye’de ifade özgürlüğü kapsamında devam eden hukuk dışı uygulamaların ve ihmallerin son bulmasını talep ediyoruz.