Bugün 5 Nisan Avukatlar Günü. Biz Koşulsuz Adalet Hareketi mensubu genç avukatlar, bir avukatlar gününü daha büyük hukuksuzluklar ile insan hakkı ihlallerinin ve avukatlara yönelik saldırıların yaşandığı bir ortamda karşılıyoruz. Kutlama yapmamız gereken bugünde son yıllarda hep aynı burukluğu yaşıyoruz.

  • En temel insan haklarının hiçe sayıldığı, yargı eliyle muhaliflerin sindirildiği atmosferde insan hak ve özgürlüklerinin adeta son güvencesi haline gelmiş avukatlık mesleğini yürütmenin de son yıllardaki baskılarla zorlaştığına tanıklık ediyoruz.
  • Mesleğimiz siyasal iktidarın baskılarıyla itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Meslektaşlarımız tamamen hukuki dayanaktan yoksun suçlamalara maruz kalıp müvekkilleriyle özdeşleştirilmekte, iktidar tarafından tüm Türkiye’ye kâbus gibi çöken korku ikliminin avukatlara da sirayet etmesi istenmektedir.
  • Avukat olmanın gerçek bir mücadeleyi gerektirdiği Türkiye’de avukatlar müvekkillerini savunduğu için yani avukatlık yaptığı için tutuklanmakta, siyasi iktidarın mesleği halk nezdinde itibarsızlaştırmasının neticesi olarak haciz işlemi yürüttüğü esnada öldürülmekte, mesleki güvenceleri olmadığı için ekonomik kaygılarından dolayı intihar etmektedir.
  • Hukuksuz yeni rejimde avukatlar arasındaki birlik baltalanmaktadır. Bunun için barolar ve avukatlar dışlanarak, meşruiyetini yitirmiş TBB başkanı muhatap alınarak, yasada değişiklik yapılmış ve büyük şehirlerdeki barolar bölünmüştür. Kamu kuruluşları ile kamu bankalarındaki meslektaşlarımıza yönelik “barolarını değiştirme” baskısı yoğunlaşmıştır. Avukatları, ekmek paraları ile baroları arasındaki tercihe zorlayan bu zihniyet, hem antidemokratiktir, hem de “kamu” kavramına dair bilgisizliğin uzantısıdır.Savunmayı da tarafgirleştirmek iktidarın yargıyı tamamen kendine göre dizayn etme planının bir parçasıdır.
  • İktidar partisinin toplantıları binlerce (kişilik salonlarda yapılırken pandemi bahane edilerek meşru olmayan, mevcut TBB başkanının görev süresinin uzatılması maksadıyla Ekim 2020´de yapılması gereken genel kurul aylardır ertelenmektedir.
  • Bugün Türkiye’de sırf muhalif olduğu için uydurma gerekçelerle avukat arkadaşlarımızın ruhsatları gasp edilmektedir. Stajlarını tamamladıkları halde haklarında devam eden soruşturmalar nedeniyle binlerce avukat ruhsat alamamış adeta sivil ölüme terk edilmiştir.
  • Meslektaşlarımız takip ettikleri davalar nedeniyle müvekkilleri ile özdeşleştirilmekte; bundan dolayı itham edilmekte, soruşturulmakta, kovuşturulmakta; hatta hüküm giymektedirler. Son beş yılda, 1500’den fazla avukat yargılanmış, 600’den fazla avukat tutuklanmış, 450 avukat silahlı terör örgütüne üye olmak veya terör propagandası yapmaktan toplam 2786 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
  • Meslektaşlarımız mesleki faaliyetlerini yürüttükleri sırada, iktidarın avukatlık mesleğini itibarsızlaştırma pratiklerinin bir görünümü olarak, adliye içerisinde, duruşma salonlarında, cezaevlerinde engellemelere ve saldırılara maruz bırakılmaktadır. Avukatlık Yasasının, “Yargı organları, emniyet makamları, diğer kamu kurum ve kuruluşları avukatlara görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak zorundadır.” şeklindeki açık ve emredici düzenlemesi çiğnenmektedir. Savunmaya karşı yapılan bu yıldırma politikasını kabul etmiyoruz. Unutulmamalıdır ki, avukata yapılan her saldırı vatandaşın yargıya ulaşma hakkına yapılmış bir saldırıdır.
  • Biz kutlama yapmamız gereken bugünde gözlerimizin önünde vahşice katledilen ve faili beş buçuk yıldır bulunamayan meslektaşımız Tahir Elçi’yi anıyoruz, adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucu sebebiyle hayatını kaybeden meslektaşımız Ebru Timtik´i anıyoruz, geçtiğimiz ay mesleki faaliyetini gerçekleştirirken haciz mahallinde kalleşçe öldürülen arkadaşımız Ersin Arslan’ı anıyoruz. Bunların münferit meseleler olmadığını ve avukatlık mesleği üzerinde yürütülen politikanın bir sonucu olduğunu biliyoruz.

Koşulsuz Adalet Hareketi olarak tüm bunlara rağmen Türkiye’de adaletin bir gün tecelli edeceğine dair umudumuzu diri tutan avukatlarımızın gününü kutluyoruz.  Cezaevindeki avukatların koşulsuz olarak derhal serbest bırakılmasını, avukatlar üzerindeki baskı ortamının yok edilmesini ve avukatların hiçbir tehlike ve engele maruz kalmadan mesleki faaliyetlerini yerine getirebilecekleri bir ortam inşa edilmesini talep ediyoruz.