Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta Türkiye’de yargılamalarda hukuka aykırı olarak kötü niyetli olarak kullanılan Gizli Tanık Delili üzerinde durduk.
- Gizli tanık delili 2005 yılında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle birlikte Türkiye’de uygulanmaya başlamıştır. Uygulanması sıkı şartlara bağlıdır. Bu delilin kullanılabilmesi için (1) Suçun, örgütlü bir suç olması gerekmektedir. (2) Tanığın yüz yüze dinlenilmesi onun için ağır tehlike oluşturmalıdır.
- Ayrıca gizli tanık beyanı tek başına hükme esas alınamaz. Yani davaya konu olayda başka deliller yoksa ve sadece gizli tanık delili varsa, bu mahkûmiyet kararı vermek için yeterli olmamaktadır.
- Gizli tanık delili Türkiye’de daha çok siyasi davalarda ön plana çıkmaktadır: Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Gülen yapılanmasına ilişkin davalar, basın davaları, KCK ve DHKP-C soruşturmaları gibi.
- Ancak bu delilin uygulanması ve elde edilmesi konusunda pek çok hukuksuzluk gündeme gelmektedir.
- Örneğin: Gizli Tanık Garson’un Emniyet’e verdiği ifade ile 4 bin polis, Gülen Hareketi’yle bağlantılı olmakla suçlandı ve polislikten ihraç edildi. Verilere göre 2 binden fazla polis bu gizli tanık yüzünden cezaevinde yatıyor. Bu gizli tanığın, sanıkların hepsini tanıması hayatın olağan akışına aykırıdır. Zaten daha sonradan bilgileri ortaya çıkan bu gizli tanığın işkence sonucu kendisine sunulan ifadelere imza atmak zorunda kaldığı ortaya çıkıyor. Görüldüğü gibi: bu dosyada gizli tanık delilinin hem elde edilmesinde hem de tutukluluğa/mahkûmiyete gerekçe olarak kullanılmasında hukuka aykırılık vardır.
- Bu ve benzeri kararların, adil yargılanma ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önüne gelme olasılığı çok yüksektir.
- Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Amerikalı Rahip Brunson, Hakların Demokrat Partisi’nin (HDP) tutuklu eski genel başkanı Selahattin Demirtaş ve daha bir çok davada gizli tanık delili ile mahkumiyet ve tutukluluk kararları verilmiştir.
Biz Koşulsuz Adalet Hareketi olarak, her zaman adaletin işlemesi ve yargılamaların usulü yapılması tarafında olacağız, gizli tanık delili ile kararlar verilmemesi ve hayatların karartılmaması gerektiğini belirtiyoruz.