Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bu hafta 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla da Türkiye’de kadınlara yönelik hak ihlallerini ve kadınlar hakkındaki Türkiye’deki istatistikleri dile getirdik.
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü insan hakları temelinde kadınların ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılan bir gün olmasına rağmen her yıl kadına yönelik hak ihlallerinin gündeme getirildiği ve bu ihlallere çözüm arayışların yoğun olarak konuşulduğu bir gündür.
- Kadına yönelik şiddetin arkasında kültürel, bürokratik ve hukuksal devasa bir yapı var ve AİHM de bu yapıyı göz ardı ederek şiddetin bir eşitlik ve ayrımcılık sorunu olarak ele almakta zaman zaman tereddüt etmektedir.
- AİHS’nin temel hak ve özgürlükleri güvence altına alması kadınlar açısından çok önemli görülmektedir. 2009 yılında verdiği Opuz Kararı ile AİHM kadına yönelik şiddetin sistematik olduğunu ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklandığını kabul eden olumlu bir içtihat geliştirmiştir. Bu karardan mülhem imzaya açılan İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddet ile mücadele anlamında atılan çok önemli bir adımdır. Bu sözleşme ile ayrıca toplumsal cinsiyet ayrımcılığının önüne geçilerek kadın-erkek eşitliği ilkesinin uygulamada da yer almasını amaçlanmaktadır.
- Türkiye’deki ayrımcı yargısal pasiflik ve hoşgörü ne yazık ki kadına yönelik şiddeti desteklemektedir. Maalesef günümüz Türkiye’sinde fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddetin boyutları artık ölümle sonuçlanmaktadır. Kadınlar “ölmek istemiyorum” diye feryat ediyor ve bu feryat duymamazlıktan geliniyor. Serbest bırakılan katiller cesaretlenip binlerce kadına şiddet uygulamaya devam ediyor. Kadına yönelik şiddetle mücadelede Türkiye olumlu bir gelişme göstermemekle birlikte İstanbul Sözleşmesi’nden de el çekmeyi düşünüyor. Sözleşmeden el çekmek apaçık bir iradesizlik göstergesi ve “kadınlar ölse de umurumuzda değil” demektir.
- Türkiye’de kadın cinayetleri geçmiş yıllara nazaran büyük artış göstermiştir. 2008-2019 yılları arasında toplam 3.185 ve 2020 yılında 300 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 171 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.
- Kadınlara karşı yapılan ayrımcılığın önlenmesi ve kadın-erkek eşitliğinin sağlanabilmesi için İstanbul Sözleşme’nin etkili bir şekilde uygulanmasına ihtiyaç vardır. Evde, işte, toplumsal yaşamın her alanında maruz kalınan şiddetin önlenmesi gerekmektedir.
Kadınlar haklarından ve de hayatlarınızdan vazgeçmeyecektir ve Koşulsuz Adalet Hareketi olarak bizde bu hakları savunmaya devam edeceğiz.