1 Ocak Günü 6. nöbetimizle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önündeydik. Bu nöbetimiz salgının devam etmesi sebebiyle 4 kişi ile 2 saat sürmüştür. Nöbet sırasında,
- Nöbetimizde bu hafta AİHM büyük dairesi tarafından “derhal serbest bırakılmasına” karar verilmesine rağmen halen cezaevinde tutulan HPD eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkındaki kararın uygulanması için toplanıldı.
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 4 Kasım 2016’da tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 20 Kasım 2018 tarihli ilk kararında derhal serbest bırakılmasına karar vermişti. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “karşı hamlemizi yapar işi bitiririz” açıklanmasının ardından bu karar uygulanmamıştı..
- AİHM Büyük Dairesi, 22 Aralık 2020’de açıklanan kararında Selahattin Demirtaş hakkında 20 Eylül 2019’da verilen ikinci kez tutuklama kararının da ilk tutuklamanın devamı niteliğinde olduğuna hükmederek tekrar serbest bırakılması gerektiğini ve bu tutukluluğun siyasi saiklerle olduğuna hükmetmiştir. AİHM açısından ve hatta Avrupa Konseyi üyesi tüm devletler açısından pek çok ilki barındıran bu isabetli karar karşısında Erdoğan’ın ilk yorumu “Bu karar beni bağlamaz” olmuştur..
- Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği ‘’Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca mezkur kararın Türkçe tercümesinin dosyaya gönderilmesi için Adalet Bakanlığına müzekkere yazılmış olup henüz cevabın gelmediği anlaşılmıştır. Şüpheli müdafileri tarafından ekte sunulan kararın tercüme metninin bulunmadığı, bu haliyle AİHM’nin kararının hangi başvuruya istinaden hangi suçlara yönelik, hangi kapsamda olduğu bilinemediğinden söz konusu kararın hukuken denetime elverişli olmadığı anlaşılmıştır’ gerekçesiyle 26 Aralık 2020’de tahliye talebini reddetti.
- Erdoğan iktidarının özellikle siyasal muhalefet lehine verilen AİHM kararlarını uygulamadığı aşikardır. 2019 verilerine göre sözleşmeye taraf ülkeler arasında Rusya’dan sonra en fazla kesinleşmiş AİHM kararı uygulamayan ülke Türkiye olduğu gerçeğini tekrar dile getirdik.
- Koşulsuz Adalet Hareketi olarak Sayın Demirtaş’a yönelik uygulanan tüm baskı göz önünde bulundurularak, 2018 yılı Cumhurbaşkanlığı seçiminde %8,40 oy alan, yani Türkiye halklarının %8,40’ını temsil eden bir siyasi figürün bile sırf siyasi sebeplerle hapiste tutulması çabasının Türk Yargısının ne derecede siyasi iktidar güdümünde olduğu hakkında AİHM’e yeterli öngörüyü sağlayacağını düşünüyoruz.
Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini uygulamayı taahhüt ettiği uluslararası anlaşmalara uymaya davet ediyoruz. Aynı zamanda Avrupa Konseyi’ne de Türkiye’nin uymayı taahhüt ettiği sözleşmeye ve mahkeme kararlarına işine gelmediğinde uymamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşme sistemini ve Konsey sistemini de apaçık tehdit ettiğini hatırlatıyoruz. AİHM’in Selahattin Demirtaş hakkındaki kararı oldukça tatmin edicidir. Fakat bu gelişme sonrasında yukarıda sayılan sebeplerle diğer bekleyen başvurularla alakalı yaklaşımını gözden geçirmeye davet ediyoruz. Avrupa Konseyi’nin de Demirtaş Kararı gibi kesinleşen fakat uygulanmayan onlarca kararın infazı konusunda gerekli adımları atmaya davet ediyoruz.